Subay Astsubay Atama Yönetmeliğinin 24. maddesi Garnizon hizmet süresini tamamlamadan atandırılmayı gerektiren halleri şu şekilde saymıştır.
Madde 24 – “Subay ve astsubayların bulundukları garnizonlarda garnizon hizmet sürelerini bitirmeden diğer bir garnizona atandırılmalarını icap ettiren haller şunlardır:
a) Kuvvet Harp Akademilerinde eğitim ve öğrenime başlama,
b) Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaç duyduğu dallarda Türk Silahlı Kuvvetleri nam ve hesabına lisansüstü eğitim-öğretimi için tespit edilen kadro kontenjanlarına girmiş olma,
c) Yurt dışı sürekli göreve seçilmiş olma,
ç) Lağıv, tensik, kadro veya konuş değişiklikleri,
d) (Değişik bent:RG-20/4/2013-28624) Sağlık durumu (kendisinin, eşinin veya bakmakla yükümlü olduğu çocukları ile bakmakla yükümlü olduğu ve aynı çatı altında yaşayan anne, baba veya yargı kararıyla vasi tayin edilmesi kaydıyla kardeşin atamaya esas hayati önemi haiz sağlık durumları bulunması halinde),
e) Eş veya çocuklarının ölümü sebebiyle personelin atama istemesi durumunda,
f) Sıralı hizmet garnizon görevi ihtiyacı,
g) Kıbrıs’a atama ihtiyacı,
ğ) Kilit/kritik kadrolara atama ihtiyacı,
h) İdari, asayiş ve zaruri sebepler.”
Genel olarak subay ve astsubayların atama talepleri sağlık gerekçelerine dayanmaktadır. Söz konusu yönetmeliğin 24. maddesinin d bendi kendisinin, eşinin veya bakmakla yükümlü olduğu çocukları ile bakmakla yükümlü olduğu ve aynı çatı altında yaşayan anne, baba veya yargı kararıyla vasi tayin edilmesi kaydıyla kardeşin atamaya esas hayati önemi haiz sağlık durumları bulunması durumunda garnizon süresi tamamlanmadan atandırılmanın gerçekleştirileceği düzenlenmiştir.
Örneğin verilmiş olan raporda “..Hastanın bundan sonraki hayatında yardıma muhtaç olup hastalığı hayati öneme haizdir. Takiplerinin ikametgahına yakın yerdeki Radyasyon Onkoloji ve Medikal Onkolojinin olduğu tıp fakültesinde refakatli olarak yapılması uygundur…” ibaresine yer verilmişse ortada atamaya esas sağlık durumunun varlığı şüphesizdir. Bu rapor atamaya esas rapor olarak adlandırılır.
Gerekli şartlar sağlandığı halde personelin atamasının yapılmaması idare mahkemelerinde yürütmeyi durdurma talepli olarak dava konusu edilebilir. Zira kamu kamu hizmetinin yürütülmesi yanında kişilerin sağlığı, ailevi yaşantısının refahı, kamu personelinin moral ve motivasyonu da düşünülmelidir.
Bu hususta Danıştay 2. Dairesinin vermiş olduğu emsal bir karara aşağıda yer vermiş bulunmaktayız. Buna göre kamu hizmetinde etkinliğin ve verimliliğin sağlanması geniş anlamda kamu yararı yalnızca idarenin tasarrufları ile mümkün olmamakta kamu görevlisinin sosyal ve psikolojik durumu ile ailevi durumunun da gözetilmesi gerekmektedir.
“…Şanlıurfa İdare Mahkemesi’nin 22.6.2009 günlü, E:2008/1184, K:2009/1027 sayılı kararıyla; davacı tarafından babasının sağlık durumu mazeret gösterilerek bakıma muhtaç olduğundan bahisle sağlık özrü kapsamında, babasının ikamet ettiği Aydın İli’ne atamasının yapılması istemiyle başvurusu söz konusu ise de, tedavi gerektirmeyen bir hastalık nedeniyle ilgili mevzuat hükümleri uyarınca sağlık özrü kapsamında atama isteminde bulunulmayacağı anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir…Bu durumda, her ne kadar dava konusu olan ve iptali istenilen 17.6.2008 günlü, 40624 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı işlemi yönetmelik hükmü uyarınca tesis edilmiş olsa da KAMU HİZMETİNDE ETKİNLİĞİN VE VERİMLİLİĞİN SAĞLANMASI YALNIZCA İDARENİN TASARRUFLARI İLE MÜMKÜN OLMAYIP, İDARENİN ÜZERİNDE TASARRUFTA BULUNDUĞU KAMU GÖREVLİSİNİN SOSYAL VE PSİKOLOJİK DURUMUNU DA GÖZ ÖNÜNE ALMASI GEREKTİĞİNDEN; DAVACININ AİLESİNİN DURUMU DİKKATE ALINARAK Aydın İl Merkezi veya merkeze yakın ilçelerdeki kadro durumu incelenmeden tesis edilen işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki Mahkeme kararında isabet bulunmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle Şanlıurfa İdare Mahkemesi’nin 22.6.2009 günlü, E:2008/1184, K:2009/1027 sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun’la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme’ye gönderilmesine, 15.12.2010 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi…” (T.C DANIŞTAY 2.Daire Esas: 2009 / 5643 Karar: 2010 / 4919 Karar Tarihi: 15.12.2010)